utlu olsun.... Klasik edebiyat....
Önemli olan günü kutlamak değildir..
Babanızın sözünü ne kadar dinliyorsunuz...
Babanız diyor...
Şu adamla gezme, şu kızdan uzak dur..
Sigara içme,alkol alma, oruç tut, namaz kıl...
işyerini sabah kendin aç, gece belli saatte evine gel...
Evlen, çocuk sahibi ol, tutumlu ol, traş ol, temiz giyin, anneni üzme, derse çalış, kitap oku, hatim yap. Kardeşine yardım et...
Liste uzayıp gidiyor...
Değil mi...
Baba bunları niye istiyor...
Evladım adam gibi adam olsun...
Kötülüklerden uzak olsun...
Vatana millete hayırlı biri olsun diye uğraşır..
Kendi giyecek gömleği yokken sizi dersaneye gönderir, spor ayakkabı alır, elbise alır...
Niye? Acaba benim evladımda bir yere gelir, bir meslek, bir mevki sahibi olur..
Hakkı ve adaleti gözetirmi diye ...pervane misali çevrinizde döner durur..
Sizin bir saatlik uykunuzun kaçması, üzülmeniz, hastalanmanız, aile hayatı, iş hayatındaki aksaklıklar, yanlışlarınız babayı perişan eder...
Bir baba genç yaşta kalpten, kanserden, vb hastalıklardan ölmüşse bilinki adamı zıvanadan çıkaran, kimyasını bozan hayırsız ve hayta bir evladın yüzündendir ..
Babam bilmez, anlamaz, geri kafalı, ön görüsü yok, ticaret ehli değil, tavuk gibi, kadın gibi, kız osman vb deyimleri kullanan evlatlar şimdi nasıllar, ne alemdeler bilirmisiniz...
Batmış, hapiste, işsiz, diplomasız, sefil, ev yok, akıl yok, içiyor...
Evine, çocuğuna, eşine bakmayan, kardeşilerini üzen, anasını şeker ve tansiyon hastası yapmış...
Ah keşke babamı dinleseydim diyen...
Son çıkmaz sokağın sonunda olduğunu bilen...
Keşke makamındalar...
Evlat...babanın sözünde isen babalar günün kutlu olsun deme makamındasın...
Yoksa kutlasan ne olur, kutlamasan ne olur...